Son Pazartesi…

Son zamanlarda evde “Anne polis nasıl olunur?” “Anne ben hacker olmak istiyorum.”  “Anne okulu bıraksam ne dersin?”Anne hem polis hem de hacker olacağım.”… soruları eşliğinde dolaşan yeni bir tür varlık bulundu. Henüz türü belirlemeyen bu canlı bilim adamları tarafından yakın zamanda incelenecek.Evet evett o canlı benim.:))Aşırı dozda Ghost ve Bloody Monday yüklemesi sonucunda DNA’mın zincirlerindeki baz diziliminde oluşan değişimden dolayı türümün ilk örneğiyim.:))(Biyoloji bilgimi de göstermiş oldum.:))Selamlaşma faslını geçip konuya direkt giriş yaptım kusura bakmayın gaza geldim aklımdakileri unutmadan yazayım dedim.:)):)Bugün bir Japon dizisi ile geldim,” Bloody Monday”.O zaman vakit kaybetmeden beni de tembellik ele geçirmeden hemen başlayalım.:):)Ha spoiler konusunda bilirsiniz elimin ayarı pek yoktur.Kafanızı bir şeyler kurcalamaya başladığı an hiç acımadan kapatın sayfayı.:)

Bloody Monday(Kanlı Pazartesi)

Ghost’u izleyip polislik ve hackerlik tanımlarına zaten takmış durumdaydım ki bir de bu diziye başladım psikopata bağladım.:):)Bu dizi ile üç şey öğrendim.

Birincisi bir hacker olduğunda klavyeyi kullanırken çıkan tuş sesleri insanı mest eden cinstenmiş.:))İkincisi dizilerde hacker olmak ne artistik bir olaymış ya.(Şimdi bu nedenle aman gaza gelmeyin canlar.Suç oranlarında artış felan olmasın sonra beni suçlarlar bak.Tamamen hayal ürünü bunlar.:))Üçüncüsü ise a üçüncü madde şimdilik yok.Belki ikinci sezona geçtiğimde olur:))

Dizimizin konusuna gelirsek.Rusya kasabalarındaki insanlar bir saldırı sonucu Bloody-X adlı virüs yardımıyla öldürülmüştür.Aynı vürüsün Tokyo’da da bir grup terorist tarafından son pazartesi olarak adlandırdıkları gün kullanılacağı ve milyonlarca insanın öleceği öğrenildiğinde Japon sivil savunma birimi kod adı Third-i olan örgüt Falcon adlı hackerdan yani Takagi Fujimaru’dan yardım ister.Fujimaru’nun görevi Rusya’da neler olduğunu bulmaktır.Tabi zamanla iş çığrından çıkar ve Fujimaru konuya iyice dahil olmaya başlar.Artık Bloody Monday’in arkasındaki sırrı hackerlik yeteneklerine güvenerek çözmek zorundadır.

Açıkcası ilk olarak diziye başlamakta çok tereddüt ettim.”Ay aşk yoksa sarmaz ki bu şimdi.” gibi düşüncelerin etkisinde bir süre diziye başlamadım.Halbuki aşkla meşkle de işim olmaz yani:))Ihım neyse evet ardından diziye başladım ve şuan 10.bölümdeyim.Nasıl gidiyor derseniz bence gayet mükemmel.Hatta az önceki bölümün sonunda şok oldum.”Hadi canım.Şaka yapıyorsun.” diye diziyle konuşmaya bile başladım düşünün durumumu.:))Çok beğendim,bir hoşuma .:))Her bölümü merakla izliyorum.Zamanınız varsa izleyin derim.Ha belki sizin için çok mükemmel olmayabilir ama benim için gayet iyi gidiyor.:))Çok sarıyor çok.:)Şimdi karakterlere göz atalım.:)

Miura Haruma

Adam Dünya’yı kurtarıyor, ben de burda dizi izliyorum.Olacak iş mi bu.:):)

Falcon bebişim sen ne zeki ne mikemmel bir hackersın öyle.:)İşte hackerımız bu arkadaş.Karşınızda Kimi ni Todoke(Kazehaya Shota rolünde)adlı filmin bağrından kopmuş gelmiş,Koizora’nın(Hiro rolünde) havasını solumuş,Samurai High School’da oratılığın tozunu dumanına katmış, Bloody Monday(Takagi Fujimaru rolünde) ile noktayı koymuş olan Miura Haruma…

Canım senle hiç bir problemim yok.Ben seni efsanevi Falcon olarak benimsedim,bağrıma bastım.:)Koizora’yı da çok duygusal olduğundan izleyemiyorum.Aşırı duygusal şeyler izlediğimde etkisine çok çabuk giriyor ve 5 gün odamdaki duvarı ağlama duvarına çeviriyorum da.:)Yoksa seni sevdim.:)Özet olarak iyisin,hoşsun,cansın,aklıma Falcon olarak yerleştin bunu bil…:)

Sato Takeru

Dizinin konusunu çok sevdim yoksa diziye bu kadar bayılmamın şu arkadaşla hiç alakası yok yanlış anlaşılma olmasın.:)Sato Takeru dizi de Kujo Otoya rolünde.:)

Kendileri ile ilk tanışmam Mei-chan no Shitsuji de Shibata Kento rolü aracılığıyla oldu.Ardından Q10 adlı dizide Fukai Heita karakteri ile karşıma çıktı.İlk düşündüğüm şey ise “Ne sevimlisin ki sen öyleee.:):)” oldu.:)

 

Bu resim de bana ne kadar sevimli geldiğini yazsam roman olur herhalde.:))

Bir sevdim bir sevdim anlatamam.Bana çok sempatik gelir kendileri.:))Burada da soğuk kanlı,sağlıklı düşünen adamım ben havalarında. Kujo Otoya Falcon’nun en yakın arkadaşlarından biridir.Hatta gazete kulübüne üyeler.(Bunu da çok ilginç birşeymiş gibi kapanış cümlesi olarak eklediğime göre benden korkma vakti gelmiş demektir.:)

Ben saçımı böyle dağınık yapıp çıksam insanlar şehri zombiler bastı diye kaçar.:))

Aman aman yesinler.:)

Narimiya Hiroki

Ha bu arada aklıma üçüncü madde geldi.:)Üçüncü maddeyi açıklıyorum Sailor Moon Prince Daimond ile başlayan kötü karakter sevgim bu dizi ile tavan yaptı.:))

Ben ona “denklemci” desemde o kendine J demeyi tercih ediyor.:))Narimiya Hiroki yani dizi de terorist J ismi ile anılan ama adı Kanzaki Jun olan kötü adam karakterimiz  ile devam edelim.:)Şimdi genelleme yapmak gibi olmasın ama eğri oturalım düz konuşalım.Kızlar kötü adamları sever.:)Yani en azından ben hatırı sayılır bir ölçü de kötü karakterleri severim.Henüz iyi karakterlerin önüne geçemediler ama sıralamaları fena da değil hani.:))Bu eleman Yankee-kun to Megane-chan da başrol de şebek halleriyle zaten gönlümü feth etmişken, bu dizi ile de karanlık yüzünü gösterdi ve üzerimdeki siyah beyaz dengesini mükemmel şekilde kurdu.:))J bebişim tamam kötü karakterleri severim ama bu kadar da olmaz ki.Gel yol yakınken dön ha.^^

Yoshizawa Hisashi

O kadar polis polis dedim bir karakterde polislerden gelsin bakalım.:)Seni seçtim gözümde Third-i nin incisi biricik Kirishima.:))

Gerçek adı Yoshizawa Hisashi olan,sevilesi,bağıra basılası,mantıklı düşünen,Falcon’a destek olan dizideki ismiyle Kirishima Goro karşınızda.:)Dizi boyunca kendilerini nasıl sevdim anlatamam.Hele bazı anlar geldi ki karşısındakini boğazlamak geldi içimden.Sinirlenip yumruğunu sıktığında “Vur Kirishima,Affetme,Çak bir tane,İndir,Uzat ikiseksen” nidaları eşliğinde bilgisayarı sarstığım anlar bile oldu.:)Kendileri 34-35 yaşlarında olduğundan sevdiğim abilerimden olur.Sevgilerle.:)

İşte böylee.:)Polisiye,gizem tarzı şeyleri seviyorsanız izlemenizi tavsiye ederim.:)İzliyorum ve hiç pişman değilim.:)

-Umudunu kaybetme.Çünkü umudun olduğu yerde umutsuzlukta vardır.

-Işık ve gölge..Dünya ışık ve gölgeden inşaa edildi.

Evet bugünlük bu kadar diyor ve sabırsızlıkla diziyi bitirmeye gidiyorum.Bana sabahın yolu gözüktü desenize.:))Bir hatam olduysa affınıza sığınıyor ve kaçıyorum.Sağlıcakla kalın.^^

                                                                                            Sevgilerle Hestia^^:):):)

Buzzer Beat!! Yamapii yamapiiii…

Evettt uzun bir aradan sonra tekrar karşınızdayım yeeee :)) Bugünde daldan dala atlama geleneğimi sürdürecek ve bir Japon dizisinden bahsedeceğim. Çaktırmasamda aslında Japon dizilerini çok sevmekte ve izlemekteyim. Her ne kadar Kore dizilerinin o ışıltısı olmasa da o farklı havalarını seviyorum arkadaş. :)) Tamam Kore dizilerindeki kadar yakışıklı elemanlar olmayabilir ama şöyle bir alıcı gözüyle baksanız aslında hepsi birer şekerr,öyle sevimliler ki. :) (Evet gene hakimiyetimi kaybediyorum.:)) Kore dizilerinde genelde aradığım tema aşktır(aşk adamıyım ben ya :))), fakat Japon dizilerinde hiç konu seçmem önüme ne gelirse izlerim şu zamana kadar da izlediğime pişman olduğum dizi de olmadı hani. Hepsini gayet zevk alarak izledim. :)) Neyse karşılaştırmaya başka zamana bırakayım da dizimize göz atalım.

Bugün bahsedeceğim dizi Buzzer Beat. Ah Yamapi ah yaktın beni. :) Öncelikle konumuzdan bahsedelim.

Kamiya Naoki (Yamashita Tomohisa) çalıştığı şirketin basketbol takımında oynayan genç, yakışıklı bir oyuncudur. Fakat takımdakilere göre daha küçük boyutlu olduğu için yeteneklerini gösterememektedir. Birde sevgilisi vardır Nanami Natsuki (Aibu Saki) (Olmasa şaşardım arkadaş.). Bir gün Naoki’nin cep telefonunu otobüste unutması sonucunda neşeli,güçlü,konservatuar mezunu profesyonel kemancı olma hayalleri kuran Shirakawa Riko (Keiko Kitagawa)ile tanışır. Naoki Natsuki ile evlilik planları yaparken Riko ile aralarında aşk  filizlenmeye başlar.Üstüne üstlük Naoki’nin takım koçu da Riko’dan hoşlanmaktadır.

İşte böylee. Bu arada Buzzer Beat hakem bitiş düdüğünü çalmadan hemen önce atılan basketmiş.:))Basketbol bilgim tavan yaptı dizi yüzünden resmen.:)))

Şimdi elemanlarımızı tanıyalım.

Kamiya Naoki (Yamashita Tomohisa)

Naokiiii senin yüzünden okulda az mı Yamapi Yamapi diye çığlıklar atarak gezmedim, anneme beni basketbola gönder diye az mı yalvarmadım, o bir türlü bulamadığım artistlik abidesi olduğun Kurosagi dizisini az mı aramadımm haa söyle Yamapi cevap ver bunlaraa. :))) Neyse gene piskopata bağlamayayım. :) Bu arada belirtmeden de geçmeyeyim Kurosagi dizisini de bir yıl üzerine buldum çok mutluyum. Onu da izleyip yazacağım en kısa sürede. :)

Dağılan konuyu hemen topluyorum ve işte karşınızda takma adı Yamapii olan Yamashita Tomohisa. Alkışşşşş. Ne kadar yakışıklı değil miii? :) Açıkcası gördüğümde şok olmuştum çünkü bana göre gördüğüm en yakışıklı Japondu kendileri. Çok çok beğendim seni Yamapi haberin olsun. :))

Yamapi hakkında bir kaç bilgi. Kendileri küçükken astronot olmak istiyormuş. Yamapi sen gel birlikte Satürn’e kadar yolumuz var.(Hayaller tehlikeli boyutlar almaya başladı):))) En can alıcı bilgimiz hassas noktası gıdıklanmakmış. Ne yapıyoruz gördüğümüz yerde saldırıyoruz.:)))

Shirakawa Riko (Keiko Kitagawa)

Neşeli,yardımsever Rikomuzz. Kız güzel ne diyeyim ben şimdi. :) Açıkcası kendilerini çook eskilerden tanırım.  Yıl 2004 ortaokuldayım sanırım.:) Deli gibi izlediğim Sailor Moon (Ay savaşçısı) animesinin dizisini japonca olarak izlemiştim. O derece hastasıydım hala da hastasıyım. Burada Riko olarak karşımıza çıkarken orada Rei’yi canlandırmıştı. İşte böyle çok eskiye dayanan anılarımız var.

Bugün konuyu bir dağıtasım var benim ya hadi hayırlısı. Hemen döndüm ve diyorum ki Riko’nun çok güçlü bir kız olması hoşuma gitti. Ama açıkcası bazı sahnelerde Yamapi’ye yapıştığını düşündüm yani biraz zorlama ilişkileri var gibi gelmişti. Fakat netice de şeker kız. :)

Nanami Natsuki (Aibu Saki)

Kızım dalarım sana biliyorsun değil mi? Hayır anlamıyorum ki neden böyle yakışıklı bir eleman senin gibi birini bulmuş ki. Bu kadar mı iki yüzlü olunur ya? Hİç hiç sevmediğim bir karakterdi kendileri.

Yapmayın arkadaşım olan var olmayan var yani. :)))

Dizimize dönersekkk. Açıkcası çok fazla yargılayarak izlemedim. Yamapi o derece etkilemişti beni. :)) Ama gayet severek izledim. İlk başlarda basketbol animesi beni açmaz diye ön yargılara sahiptim. Fakat başladığımda gece 4 lere kadar izlediğimi bilirim. :))

Dizide sıkça gördüğüm bu tabelayı yerinden sökmek, yerden yere vurmak, üstüne çıkıp paramparça olana kadar basmak istiyorum. psikopata da kitlerim böyle.:)) Bunları neden yapmak istiyorum peki? Çünkü çok doğru bir söz ve doğru olduğunu bilmek beni sinir ediyor. :) Love makes me strong “Aşk beni güçlendirir.”

Ve asıl bomba son bölümü hala izlemedim. :)) Nedenn? Bir özelliğim bazı dizilerin son bölümlerini aylar hatta yıllar sonra izlerim. Dizinin heyecanının hala beni etkilemesi ve kopmamak için. Bencede çok ilginç bir olay :D:D:D En öneli şeyi unuttum.

Can alıcılıkta son nokta^^ (Acaba yazıya yaş sınırı felan mı koysaydım hihihi:))))

İşte bu şimdi bol bol erkeğin bulunduğu bu dizi izlenmez mi?^^İnsanın gözü gönlü açılıyor resmen. :)) Bence yan karakterler de çok sevimliydi.Riko’nun arkadaşı ile Naoki’nin arkadaşı bir araya geldiğinde muhabbete kop zaten.:))

Basketbol varmış bu beni açmaz demeyin bence izleyin. Hata bu dizi sırf  Yamapi için bile izlenir.:)

Seviyorum seni ekmeğiii tuzaa banıp…Kendimi durdurmalıyım yoksa damara kitleyeceğim yakında.:))(Jung Min şaka yapıyorum biliyorsun değil mi?^^:):):))

Son olarak dizinin açılışına bittim arkadaşş.  Kesinlikle süper ötesi diyorum ve sizle de paylaşıyorum.:))

O zaman hep birliktee yaşasın dizi izlemek sloganı eşliğinde dizi alemine akalımm. :))) Bir hatam olduysa affola diyorum ve kaçıyorumm.

Tabi ki de can alıcı kapatışı unuttuğumu sanmayın. Üstte yeterince can alıcı resimler paylaştım fazlası zarar. :)))

Hestia^^:):):)